ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilip bir hafta sonrasında Eşref Gani’nin ülke dışına kaçtığı haberi ile bütün Afganistan’da yönetimin Taliban’a geçtiği anlaşıldığında uluslararası medyada ve sosyal medyada en çok gündeme getirilen iki konu vardı. Afgan kadınlarının baskı ve zulümle karşılaşacakları ve Afganistanda müzik.

Bu sebeple Afganistan ziyaretimiz öncesi bizim de en çok merak ettiğimiz şey günlük yaşamda yönetimin kadınlara karşı tavrı idi. Oldukça tedirgin olduğumuz için gitmeden mihmandarlarımıza danıştık. Eşim, orada giyeceği kıyafetin nasıl karşılanacağına göre bir hazırlık yapacaktı. Mihmandarlarımızın eşime söyleyebildikleri, tek renk ve koyu renk kıyafetlerin seçilmesi gerektiği idi. Elbette uzun, geniş kıyafetlerin tercih edilmesi gerektiği önyargımız da vardı.

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: bütün bu endişelerin yersiz olduğunu bir hafta orada bizzat yaşayarak ve eşimle hemen yer yere birlikte giderek görmüş olduk.

Kadınlar evlere hapsedilmiş değil. Kıyafetleri konusunda bir zorlama ve baskı olduğunu söyleyemeyiz. Mezar-ı Şerif’te, Belh’te, Kabil’de ve yol boyu giderken Hindikuş dağlarında köylerde, kasabalarda kadınların sokaklarda, çarşılarda olduklarını ve kıyafetlerinin de sadece burka olmadığını gördük.

Kadınlar Dışarı Çıkabiliyor mu?

Kadınların dışarı çıkması ile ilgili bazı sözde kuralların duyurulduğu ama bunların pratikte uygulanamadığını söyledi Afganlar. Yanında bir mahremi olmadan kadınların dışarı çıkmaması söylenmiş ancak çıktıklarında herhangi bir engelleme ve baskı ile karşılaşmıyorlar. Şimdilerde eski alışkanlıklar olduğu gibi devam ediyor.

Kadınlar çalışma hayatının içinde de varlar. Elbette Türkiye’de alıştığımız kadar olmamakla birlikte turizm acentalarında, bilet satış ofislerinde kadınların çalıştığını gördük.

Sağlık kuruluşlarında çalışan kadınlar da var.

Kadınların Giyimi ile İlgili Kısıtlama ve Zorlama Var mı?

Burka giyen kadınlar olmakla birlikte sayıları oldukça az idi. Gezdiğimiz yerlerde bir zorlama ve kısıtlama olduğunu düşündürecek hiç bir şey görmedik.

İran’daki gibi yarım örtü örtenler, pantolon giyenler, renkli kıyafetler her yerde görülebiliyordu.

Çocukları ile parklarda, sokaklarda gördüğümüz kadınlar da oldu.

Yanında bir yakınıyla çarşıya çıkanlar da var elbette.

Müzelerde, türbelerde, tarihi mekanlarda ziyarete gelenler arasında kadın erkek çocuk her yaştan insan vardı.

Sanıldığı gibi dışlanmış, erkeklerden ayrı, uzak tutulmaya çalışıldığı da söylenemez.

Kafeteryalarda arkadaşları ile oturan gençleri de gördük.

 

Kadın ve Evlilik

Kadın’a bakışın Afganistan genelinde kendine has olduğunu söyleyebiliriz elbette. Evliliklerde hâlâ başlık parasının olduğunu belirtmek gerekiyor. Hatta son yıllarda uçuk başlık paraları yüzünden bir sınırlama getirildiğini de dile getirdi mihmandarımız.

Afganistan’da düğünleri şatafatlı ve anlı şanlı yapmak bir gelenek haline gelmiş. Şehri gezerken saray benzeri yapılar gördüğümüzde bunların düğün salonu olduğunu söylediler.

Müzik Yasak mı?

Kabil’de işyerlerinde, kafeteryalarda; dışarıya hissettirmeden müzik dinleyenleri gördük. Biz içeri girdiğimizde esnaf müziği kapatıyordu. Türk lokantasında ise müzik sürekli çalıyordu.

Afganistan’da Kadın Olmak

Elbette savaşla geçen yılların ardında bıraktığı acılar, yoksulluk ve eğitimsizlik en çok kadınların hayatında hissedilir. Afganistan’da yoksul olup dilenen birçok kimse olmakla birlikte en çok kadınlar dikkat çeker. Alışmadığımız bir gariplik var. Yollarda arabaların hızlı gitmesini engelleyen kasislerin olduğu yerlere, yolun ortasına oturuyor bu dilenci kadınlar.

Arabalar sağından ve solundan geçerken mecburen yavaşladığı için buralarda el uzatıp dileniyorlar.

 

Nüfus kalabalık, çocuk çok ve kadınlar katık bulamazsa bile ekmek bulmak zorunda.

Çadır kentlerde yaşayan kadınların yüzünde okunan acıdan ve çileden başka bir şey değil.

Her şeyin ilkel şartlarda olduğu bu ortamda kadınların hep çok çalıştığını söyleyebiliriz.

Bir diğer ciddi problem de çarşıya pazara çıkan kadınların ibadet konusunda yaşayacağı zorluklar. Camilerin hiç birinde maalesef kadınlar bölümü yok. Ne kadınların abdest alacağı bir yer ne de namaz kılacakları bir yer bulamadık.

Ve en acısını en son belirtmem gerekiyor. Üzerinden yıllar geçmiş olsa da büyük bir ayıp olarak ortada duran Ferhunde Melikzade’nin öldürülmesi. Linç edilen bu masum kadının hikayesi ayrıca anlatılmaya değer. Linç edilerek öldürüldüğü yere bir anıt dikilmiş.

18 Mart 2022 Cuma

Leave A Comment

Recommended Posts

Ravza-i Mutahhara. Hz. Muhammedin Kabri
Alıntı ŞİİR

Mevlid-i Nebi Kutlu Olsun

Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ’dır buNazargâh-ı İlâhî’dir Makâm-ı Mustafâ’dır bu Felekde mâh-ı nev Bâbü’s-Selâm’ın sîneçâkidirBunun kandîlî Cevzâ matla-ı nûr u ziyâdır bu Habîb-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazîletdeTefevvuk kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ’dır bu Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâilAmâdan içti mevcûdât çeşmin […]