İktidar insana öyle bir şey tattırır ki sınırlar genişledikçe genişler, çıtalar yükseldikçe yükselir. İktidardan kasdettiğimiz herhangi bir yerde yönetim yetkilerini (yani erki) elinde bulundurma halidir.

En küçük bir atölye şefinden, ülkeyi yöneten padişaha kadar.

Eğer yöneten yönettiği alanda tek ise ve en üstte ise iktidar sahibidir, yani muktedirdir. Kararları veren merci iktidardır.

İktidar bir yönü ile sorumluluk demektir. Sorumluluk bilinci şehveti dengelemektedir. Bu bilinci kaybettiğinizde iktidar şehveti baskın gelir.

Herhangi bir konuda karar verici olmak, sözünü dinletebilmek, “ben isteyince oluyor” diyebilmek besler bu duyguyu. Hakkaniyete riayet dengelediği gibi, dışarıdan bir uyarıcı, denetleyicinin olması da gücü dengeleyebilir. Bu dengeliyici güç muhalif bir güç olabileceği gibi, içeriden cesur bir denetleyici de olabilir.

İktidar gücünü ele geçirince, “ben iktidarım, benim dediğim olacak” tuzağına düşerse muktedir iktidar şehvetinde boğuşmaya başlar.

Ne dediğine değil, kimin dediğine daha çok önem verenler iktidar şehvetine daha çabuk kapılırlar. Bazen sırf güçlü olduğunu göstermek için yanlışta ısrar edebilirler. Böyleleri muhalife muhalefet etmeyi muktedir olmak sanırlar.

İktidar şehveti muktediri içeriden çürütür. Kendini ön plana çıkarttıkça iktidarın elinden gittiğini farkedemez.

İktidar şehvetine kapılan kişi, önünde hiçbir engelin ve sınırın olmadığını sanır. Hele ki çevresini dalkavuklar sarmış ve olup bitenleri doğru tevil etmiyorlarsa, muktedirin gözünü boyamaları çok kolay olur.

Günümüz dünyasında iktidar sahipleri güçlerini kanunlardan aldıkları halde aynı zamanda kanun koyucu olduklarından, ihtiyaç duyacakları gücü her zaman istedikleri gibi elde edeceklerini düşünürler.

Güçlü olduğum için her türlü kanunu çıkartabilirim. Kanun çıkarttıkça da gücüme güç katarım diye düşünebilir. Bir nevi kendi kendine çalışan dönergeçtir bu. Ama bu dönergecin kendi kendini öğütmesi işten bile değildir. Çünkü iktidar gücü kendi içinde birçok güç birleşmesinden oluşur.

İktidar şehvetinin çaresi kanun koyucu ile iktidar sahibini birbirinden ayırmak, iktidar sahibinin mutlak olarak kanun koyucudan bağımsız olmasını sağlamaktır.

Kanun koyucu beşer olduğu sürece bu mümkün değildir. Sağlam zeminde olmayan, sabitlenmeyen bir direği dayanak olarak almak kendi tuzağını kendi kurmak anlamına gelir. Dayanak sabit ve sağlam olmalıdır ki sırtınızı dayayabilesiniz.9

Recommended Posts

Ravza-i Mutahhara. Hz. Muhammedin Kabri
Alıntı ŞİİR

Mevlid-i Nebi Kutlu Olsun

Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ’dır buNazargâh-ı İlâhî’dir Makâm-ı Mustafâ’dır bu Felekde mâh-ı nev Bâbü’s-Selâm’ın sîneçâkidirBunun kandîlî Cevzâ matla-ı nûr u ziyâdır bu Habîb-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazîletdeTefevvuk kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ’dır bu Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâilAmâdan içti mevcûdât çeşmin […]