Üniversitelerde kayıt dönemi başlıyor. Üniversiteye adım atan gençler bugün hayatlarında önemli bir adım atıyorlar. Gençlere birkaç öneride bulunmak istiyorum bugün.

Bu yeni hayat size birçok fırsatlar ve imkanlar sunacak. Birçoğunuz ailenizden farklı bir şehirde, belki ilk defa ayrı bir evde veya yurtta kalacak özgür bir birey olduğunuzun farkına varacaksınız. Çoğu zaman kararlarınızı kendiniz vereceksiniz.

İlk önerim kazandığınız bölüm eğer bir ömür boyu icra edeceğiniz mesleğe karşılık gelmiyorsa, tereddütleriniz varsa hiç kayıt yaptırmadan vazgeçin. İstediğiniz mesleği yapacağıznı bir üniversite okumak için bir yılı kaybetmeyi göze almalısınız. Bir yılı kaybetmek, bir ömrü kaybetmeyi tercih edilebilir.

Zamanı verimli kullanmayı üniversitede öğreneceksiniz. Veya zamanınızı boşa harcamayı. Zamanınızın en geniş olduğu, dikkatli planlarsanız birçok şeyi yapabileceğinizi bilmelisiniz. Bu zamanı en iyi değerlendirebilmek, bol kitap okumak, kültürel faaliyetlere katılmak, sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, dernek ve vakıflarda hayır faaliyetlerinde bulunmak için üniversite hayatı kadar müsait başka bir zaman olmayacak hayatınızda.

Arkadaşlıklar kurarken ne kadar dikkatli olursanız o kadar yeridir. Arkadaşlarınız sadece üniversite hayatınız boyuca değil sonrasında da sizinle birlikte devam edecektir. Ya gerçek vefalı arkadaşlar olarak yanınızda olacaklar veya yaşadığınız olumsuz hatıralarla zihninizde silinmeden duracaklar, her fırsatta önünüze engel olarak çıkacaklardır.

Karşı cinsle yapacağınzı arkadaşlıklarınız da olacak elbette. Bu arkadaşlığı “sadece arkadaş” olarak adlandıracaksanız bunu diğer arkadaşlarınızdan habersiz yapmıyorsunuz herhalde. Bazen sadece ikiniz başbaşa geliyorsanız “sadece arkadaş” değilsiniz, kimseyi kandırmayın. Bunun ötesinde bir planınız varsa, “evlilik hazırlığı” olarak düşünüyorsanız bu konuda da ailenizin haberi olmadan birşey yapmayın lütfen. Sağlıklı bir ailenin temelleri sağlam olmalıdır. Aile, deneyerek ve belki de yanılarak kurulacak bir müessese değildir. Kırk kere düşünüp bir kere adım atarak dikkatlice kurulan aileler mezara kadar devame den aşkların da, imrenilen hayatların da temellerini oluşturur.

Üniversiteyi hala öğretmenin anlatacağı bilgileri dinleme, ders çalışıp sınava girme olarak algılıyorsanız lütfen lisede kalan bu eğitim yaklaşımını unutun. Üniversite bilimsel çalışma yapılan, bilimsel eğitim ve öğretim yuvalarıdır/öyle olamlıdır. Olması gereken bu yaklaşımın yerleşmesinde sizin tavrınızın da etkisi olacaktır. Üniversite hocaları da karşılarında ne kadar ciddi öğrenci görürlerse o kadar kendilerini geliştirmek ve değişmek zorunda kalacaklardır. siz lisedeki gibi dersi dinleyip giderseniz hocalar da dersinia nlatıp gider. Bu düzen böyle devam eder.

Siz buraya bilimi öğrenmek, gerektiğinde sorgulamak, gerçeği bulmak üzere bir eğitim almaya geldiniz. Üniversitelerin bilim yuvası olabilmesi için herkese birşeyler düşüyor. Diğerlerini şimdilik bu yazının kapsamı dışında tutarak öğrenci olarak sizin buna ktkınızı vurgulamak istiyorum.

Sorgulayın, anlatılan her şeye gerçek gözüyle bakmayıp gerektiğinde eleştirin. Ama şu unutmamalısınız ki bilimsel bir iddianın (tez/antitez) en temel şartı bir dayanağının olmasıdır. Kaynak göstererek, temel dayanaklar ortaya koyarak siz de fikrinizi belirtmelisiniz.

Ve en önemli tehlike bilimle ideolojiyi sakın karıştırmayın. İdeolojiler vardır ve var olmaya devam edecektir. Sizin de sempatizanı olduğunuz bir ideoloji olabilir. Ama bu ideoloji sizin bilimsel bakışınızı etkilememli. O zaman at gözlüğü ile bakmış olursunuz. İdeolojileren, önyargılardan bağımsız bakmadıkça bilimsel olana erişemezsiniz.

İdeolojik at gözlüklerinin üniversitelerde zaman zaman sebep olduğu anarşi tehlikesini hiç açıklamaya gerek duymuyorum. Bir üniversite öğrencisi fikir tartışmayı tercih eder. Taş atarak, cam kırarak, trafiği engelleyerek, yönetimi bezdirerek fikrini kabul ettirmenin çağdışı olduğunu bilirsiniz herhalde. Eğer fikrinize inanıyor ve taraftar toplayabiliyorsanız sesinizi duyuracak mecraları şimdi eskisinden daha çok ve kolay bulabilirsiniz.

İnternette fikrinizi savunabileceğiniz Facebook, Twitter, Pinterest, Linkedin, change.org, bloglar, özgür sözlükler, pedialar… Birçok yerde fikrinizi savunabilirsiniz. Hatta dergi veya kitap basmak isterseniz şimdi eskisinden daha kolayca bunu yapabilirsiniz. E-Kitap ve E-Dergi’leri hiç masrafsız kendiniz bile oluşturabilirsiniz. Bütün bunları yapın ama birilerinin gazına gelip sokak hareketlerine, anarşiye dönüşen protestolara bulaşmayın. Yukarıda saydıklarımdan hiçbiri eğitim hayatınızın sona ermesine sebep olmaz, sizi geliştirir. Ama sokak gösterilerinde her şey olabiliyor son günlerde. Ve emin olun perde arkasından hiç de sizin gibi düşünmeyen ama sizi kullanan birileri mutlaka vardır. Hangi ideolojiden olursa olsun. Bu böyledir.

Benden size öneri…

Recommended Posts

Ravza-i Mutahhara. Hz. Muhammedin Kabri
Alıntı ŞİİR

Mevlid-i Nebi Kutlu Olsun

Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ’dır buNazargâh-ı İlâhî’dir Makâm-ı Mustafâ’dır bu Felekde mâh-ı nev Bâbü’s-Selâm’ın sîneçâkidirBunun kandîlî Cevzâ matla-ı nûr u ziyâdır bu Habîb-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazîletdeTefevvuk kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ’dır bu Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâilAmâdan içti mevcûdât çeşmin […]